19 Mart 2009 Perşembe

Dördüncü Yazı


Sandavıçlarımızı yediysek kaldığımız yerden devam edebiliriz :D
En son gökdelenlerde kalmıştık… Bu pembe bina Kaymak Center. Ben geldiğimden beri bu halde; inşaatı tamamlanmış olmasına rağmen daireler bomboş. Sadece sol tarafta Adidas mağazası ve binanın en üst katında Zanzi Bar var. Zanzi bara binanın yan tarafında bulunan ucuz işçilikten yapıldığını düşündüğüm şeffaf bir asansörle çıkıyorsunuz. Yükseklik korkum olmamasına rağmen bu asansöre binmek, beni tedirgin edebilir. Bu bina da böyle işte…

Neysa...


Hani demiştim ya burada bahis oyunu oynanan yerler de var diye… İşte bu onlardan biri… Mekanın dış tarafı eskiden camekandı fakat dışarıdan içerisi görünmesin diye olsa gerek mega boy, farklı türlerde yapışkanlarla camlar kapatılıyor. Sadece burası için değil, tüm bahis oynanan yerlerde bu var. 21 yaş sınırı da var. Resmi tıklayarak daha büyük halini görebilirsiniz.








Türkiye’de seçim olduğu zaman kısa bir müddet sonra burada da seçim oluyor: Nisan ayında yerel seçim var. Bayrakları reklam olmasın diye yakından çekmedim.






Her cuma ve cumartesi bir yerlerde mutlaka bir parti oluyor. Tema bulmakta zorlanmayan organizatörleri tebrik ediyorum. Örneklerden bazıları: “Exam Power Party” (Sınav haftasındaki partiler) teması sınavlar bittikten sonra “After Exam Party” temalı partiler oluyor. Sevgililer günü, kırmızı, ilkbahara merhaba, güle güle noel baba vs. :D
Anlamadığım tek şey bu afişlerin neden ingilizce yapıldığıdır.



"Çok alış,az veriş" sloganıyla karşınızdaaa :p



Mağusa’nın en büyük, Kıbrıs’ın sayılı süpermarketlerinden biri burası… Bir de şubeleri olan Lemar marketler zinciri var. Fiyatlar, müşteri kitlesi ve büyüklüğü göz önünde bulundurursak Astro’yu Carrefour’a, Lemar’ı ise Migros’lara benzetiyorum. :p
İçeri girelim…





Bu ürünler K.K.T.C bünyesinde üretilen kimyasal ürünlerden bazıları…









“Kıbrıs’ta çay ondan sorulur.” cümlesi yerinde bir tespit olacaktır. Kıbrıs’a gelip bu çaydan içmeyen var mı bilmiyorum. Kıbrıs’ta cafelerde, evlerde çay demleme adeti yok! Herkes sallama çay içiyor, sallama çayın başında da Twinings yer alıyor. Bergamut aromalı, oldukça hoş kokulu bir çay. Bunun kırmızısı var. Kutunun altında 5 adet yaprak sertlik derecesini gösteriyor. Sarı pakette 2 yaprak, yani yumuşak tadı gösterirken kırmızı pakette bu yaprak sayısı artıyor yani daha sert tadı oluyor. Neden? Çünkü kırmızı paket süt ilave ederek içmek isteyenler için… Sütlü çaya ön yargıyla yaklaşmayın… Ama önünüze gelen çaya da süt katmayın.





Bu da zattirikten bir çay işte… At ne alaka şimdi? Ha koy bir çay toplayan kız resmi, koy bir fincan ne biliyim… Bu çayı önceki yazımda hediyelik bölümünde anlatmıştım. Çok ucuz ve genelde çay demleyenler bu çayı normal içilebilen çaylarla harmanlayarak tüketiyor.





Soldan sağa: Oza, Con ve Alkan kahveleri. Bildiğimiz Türk kahveleri kadar sert tadı yok; iç içebildiğin kadar. Kıbrıs’ta Türk kahvesi, çaydan daha çok tüketiliyor.





Olay budur işte! :D Mezun olduğum zaman özleme ihtimali yüksek gıdalardan biri… Zwan bifleri…





Bif… Tavuk-hindi salamı gibi bir şey… Bunun da fiyatı uygun (3-4 TL), fakat domuz etli olanları da var; üzerine bakarak alıyoruz. Üzerindeki esmer hindiyi görmüşsünüzdür... Ambalaj üzerindeki mecaz anlamlı Turkey yazısı ise apayrı bir konu.
Peki bu kutu nasıl açılıyor? Kutunun üst kısmında anahtar gibi bir şey var. Bu anahtarı, hindi resminin üzerinden geçen çift satırlı hassas yerin bitimindeki çıkıntıyı yukarı kaldırarak takıyoruz ve kutunun etrafında döndüre döndüre açıyoruz.



Son olarak… Kandil günü kutlamalarda resmini çektiğim Fazıl Polat Paşa Camii resimleri ile dördüncü yazımızı noktalıyoruz.





Camii, üniversite (veya salamis) yolunun bitiş noktası. Üçüncü yazıdaki ilk fotoğrafın çekildiği yerden camiiye kadar olan yol yani. En modern caddesini anlatmaya çalıştım.
Beşinci yazı ne olur bilmiyorum.

Hiç yorum yok: